Okullarda Tarih derslerinden hatırlayacağınız bir cümle 1071 Malazgirt Savaşı ile Anadolu’nun kapıları Türklere açıldı....
Malazgirt’ten Önce de Anadolu’daydık Anadolu’nun Orhun Abideleri: Ahlat Selçuklu Mezarlığı
Cüneyt Günay
gunay.cuneyt34@gmail.com
Tarih: 2025-11-10 / Görüntülenme: 826
Okullarda Tarih derslerinden hatırlayacağınız bir cümle 1071 Malazgirt Savaşı ile Anadolu’nun kapıları Türklere açıldı. Bilgi olarak doğru bir bilgi ancak bu bilgi ile milletçe şunu anladık. “Anadolu’ya ilk girişimiz Malazgirt ile oldu.” İşte yanlış burada başlıyor. Oysa ki Malazgirt öncesi zaten Anadolu’daydık. Alparslan, çok sağlam surlara sahip olduğu için ele geçirilemeyeceğini düşünülen Ani Kalesi’ni bile Ağustos 1064’te fethetmişti.
Malazgirt’i anlamanın yolu Ahlat’tan geçer
Alparslan, Malazgirt Savaşı’ndan önce Ahlat’ta idi. Anadolu’ya yaptığı akınlarda üs olarak kullandı. Malazgirt Savaşı öncesi orduyu Ahlat’ta topladı ve Malazgirt’e Ahlat’tan yürüdü. Evliya Çelebi, Ahlat’tan Oğuz taifesinin şehri olarak bahseder. Kayılar, Söğüt’e yerleşmeden önce burada diğer Oğuz boyları gibi kalmışlar. Osmanlı Devleti’ni kuran Osman Gazi’nin babası Ertuğrul Gazi’de Ahlat’ta doğmuştur. Ahlat’tan bahsetmişken Eshabı Kiram’dan Iyaz bin Ganem Radıyallahuanh’ı da unutmayalım. 641’de Iyaz bin Ganem Radıyallahu anh’ın orduları geliyor yüze yakın şehit veriliyor.
![]()
Kubbetül İslam Şehri Ahlat
Dünyada sadece üç şehir bu unvanı taşıyor. On üçüncü ve on dördüncü yüzyıl kaynaklarında kaydettiği sosyal ve kültürel ilerleme sonucu Kubbetül İslam Şehri olarak anılır. Düşünün devrin sosyal ve kültürel yönden en gelişmiş şehri Ahlat ve bunu maalesef yeteri kadar ders kitaplarında bile anlatamadık. Diğer şehirler ise günümüzde Afganistan’da bulunan Belh ve Özbekistan’da bulunan Buhara bu unvana sahip. On üçüncü yüzyılda Erzurum’un verdiği vergi yirmi iki bin dinar iken Ahlat’ın elli beş bin dinar. Ahlat’ın günümüzde nüfusu kırk bin iken on üçüncü yüzyılda üç yüz bini aşmıştı.
Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubad, Celaleddin Harizmşah'ın Ahlat'ı işgali üzerine kıymetli veziri Kemalettin Kamıyar’ı elçi göndererek Ahlat muhasarasını kaldırmasını şu mesajı ile ister: "Muvahhidlerin meskeni, emniyetli, zahid ve abidlerin kaynağı, hafızların ve imamların yurdu olan 'Kubbetû'l-İslâm' şehri Ahlat'ı kuşatmaya başlamış, Rabbinin razı olmayacağı bir davranış içine girmişsiniz. Bu iş, siz yüce sultanın, sağlam tabiatına, güzel ahlâkına ve iyi huyuna uygun düşmemektedir." Sultanın bu sözleri vesilesiyle Ahlat'ın o dönemde hangi unvan ve sıfatlarla anıldığına dair önemli bilgi elde edilmektedir." Ahlat’ın bu gelişmişliğini Sultan Alâeddin Keykubat ne güzel tarif etmiş. Bu söz ders kitaplarında yer almalı ilçenin girişinde kocaman bir tabelada yer almalı.
Anadolu’nun Orhun Abideleri Selçuklu Meydan Mezarlığı
İslam öncesi dönemde Orhun Abideleri Türkler için ne kadar önemli ise İslam sonrası Türk tarihi içinde Ahlat Selçuklu Mezarlığı o kadar önemli. Burada bulunan her biri bir şaheser olan bu mezar taşları Türklerin Anadolu’daki tapusudur diyebiliriz. Sadece tapusu değil Türklerin o dönemde şaheser niteliğinde eserler ürettiğinin de belgeleridir aynı zamanda.
Ahlat, I. Dünya Savaşı’nda Rus işgaline uğrar ve Rus zulmü Ahlat’a da imzasını atar
Ahlat ilçesinde ağızdan ağıza, kulaktan kulağa aktarılan rivayete göre, sabahın alaca karanlığında işgale gelen Ruslar, karşılarında ayakta dimdik duran yüzlerce Türk askeri gören Rus birlikleri, bölgeyi saatlerce top atışına tutarlar. Buna rağmen tek bir askerin bile kıpırdamadan dimdik ayakta durması karşısında şaşkına dönerler ve Ahlat’a saldırmaya devam ederler. Gerçek gün ağarınca ortaya çıkar ve Ruslar, top ateşine maruz bıraktıklarının Türk askerleri değil, boyları 4-5 metreyi bulan Ahlat Selçuklu Mezarlığındaki abidevi mezar taşları olduklarını anlarlar. Şimdi bu mezarlar hummalı bir çalışma ile tekrar ihya edilmeye çalışılıyor.
On ikinci yüzyıldan on altıncı yüzyılın ortalarına kadar mezar bulunmakta. Şu an mezar sayısı 10 bini aşmış durumda. En erken örnek Ahlatşahlar döneminden, Eyyubilerin mezar taşları da var. Az da olsa Harzemşahlar, İlhanlı, Akkoyunlu, Karakoyunlu ve birkaç Osmanlı dönemine ait mezar taşı görebilirsiniz.
Ahlat, Anadolu’yu ihya ve inşa merkezi
Malazgirt Savaşı’ndan sonra önce Ahlat bir toplanma merkeziydi, savaştan sonra ise buradan Anadolu’ya Türkler dağıldı. Sadece fetih değil aynı zamanda Anadolu’nun ihya ve inşası da Ahlat’tan gerçekleşti. Bunu beylikler döneminde yapılan ve günümüze ulaşan eserlerden müşahede edebiliriz. Ahlat’taki mezar taşlarını yapanlar sadece taşçı ustası değil aynı zamanda mimardırlar.
Gevaş’taki Halime Hatun Kümbeti’ni, Ahlat’taki Erzen Hatun Kümbeti’ni yapan mimarlar Ahlatlı. Günümüzde taş işçiliğinin zirvesi diyebileceğimiz Divriği Ulucamii’ni yaptıran Muğis oğlu Ahlatlı Hürrem Şah, Konya’daki Alaaddin Camii’nin muhteşem minberini yapan Ahlatlı usta Hacı Mengüm Berti, Erzincan’da bulunan Mama Hatun türbesini yapan Ahlatlı Ebu'n-Nema bin Mufaddal Ahlatlı ustalardan sadece birkaçı. Ahlat, sadece tarihi ile değil aynı zamanda doğal güzellikler ile görülmeye değer. Ahlat’a gittiğinizde Van Gölü’nün kenarında eşsiz Van Gölü manzarasında çayınızı yudumlamadan ayrılmayın.
Cüneyt Günay 09.11.2025
BU HABER HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
-
Ahlat'ın bu denli önemli olduğunu bilmiyordum. Ders kitapları profesyonelce güncellenmeli fazla detaya boğmadn.
Mete Uncu
11.11.2025 08:30
YORUM YAZ
Yazarın Diğer Makaleleri
Mimar Turgut Cansever’in güzel bir sözü var: “Şehri imâr ederken nesli ihyâ etmeyi ihmal ederseniz, ihmâl ettiğiniz n...
Bir şehri yakinen tanımak için en az üç gün kalmak lazım. Bu da çok şükür bize Kayseri’de nasip oldu. Kayseri’yi görm...
Geçen sene İnegöl’e gittiğimde İnegöl’ün tarihi mekanlarını da bir tarihçi olarak ziyaret ettim. İshak Paşa Külliyesi...
“Su gibi aziz ol”, “Su verenlerin çok olsun” diye dilimize yerleşen dualar vardır. Bu dualarda yer almak içinde ecdad...
Bursa’nın manevi coğrafyasının kuvvetli olduğu bilinir. Bursa’nın eski tarihi mahallelerinde yaşayan Bursalılar ise b...
