Sarıgöl’ün uçsuz bucaksız bağlarının ortasında, zamana adeta kafa tutan bir silüet yükseliyor. Halk arasında "Kırık Mina...
Kıble Tayini: Bir İbadetin Modern Astronomiyi İnşa Etme Hikayesi
Tarih: 2025-12-21 / Görüntülenme: 258
Kişinin her namaz kıldığında Mekke'ye yönelmesi gibi basit bir gereklilik, kesinlikle, "kıble problemi" olarak bilinen, zamanın en sofistike küresel trigonometri problemlerinden birinin çözümünü gerektiriyordu.
Kelimenin tam anlamıyla namaz kılarken kişinin yönelmesi gereken yön olan kıble ve dünyanın küresel olduğunun varsayılması, kişinin kendi yerel ufkunun, kendi zeniti ile Mekke'nin zenitinden geçen büyük daire ile yaptığı açıyı çözmesi gerektiği anlamına geliyordu. O hesaplamanın kendisi, sinüs, kosinüs, tanjant ve kotanjant gibi trigonometrik fonksiyonların kullanılmasını gerektirir. Aynı zamanda, kürenin yüzeyine uygulanan eşdeğer trigonometrik kanunların geliştirilmesi anlamına da geliyordu.
Bu tür trigonometrik fonksiyonlar Yunan geleneğinde bilinmiyordu ve Hint geleneğinden bilinenler de problemi tamamen çözmek için yetersizdi. Sonuç olarak, küresel sinüs ve kosinüs kanunları gibi bütün bir dizi trigonometrik kanunun yeniden geliştirilmesi gerekiyordu. Bu bir kez yapıldığında, trigonometri alanında keşfedilecek pek bir şey kalmıyordu.
O zaman, inananların sadece belirli bir yöne dönmesini gerektiren görünürdeki basitliğine rağmen, böyle bir dinî emrin, en sofistike disiplinlerden biri olan küresel trigonometrinin doğmasına neden olan sebeplerden biri olduğu söylenebilir. Bu yeni disiplin de büyük bir kısmı mikât literatürünün neredeyse her dalında kullanıldığı için, diğer dinî gerekliliklere tâbi hâle geldi. Aynı zamanda, ana disiplin olan astronomiye de bir o kadar hizmet etti ve o olmasaydı, bugüne kadar astronomik araştırmaların çoğu, imkânsız ol masa da, hantal kalırdı.
Kısacası, trigonometri disiplini, kişinin dininin pratiği ile pratiğin bir sonucu olarak geliştirilmesi gereken bilimsel düşünce arasındaki kesişen menfaatleri gösteren en iyi örnektir. Bunu akılda tutarak ve bilim adamlarının ve özellikle de astronomların, dinî reçetelerin pratiği için uzmanlar olarak nasıl poz verebildiklerini görerek, bu çağda bilim adamlarını toplumun dinî işleyişiyle yakından ilişkili bulmak şaşırtıcı olmamalıdır. Zaman zaman, birazdan göreceğimiz gibi, bizzat dinî makamların başında bile bulunuyorlardı.
İslam Bilim Geleneği Avrupa'yı Nasıl Aydınlattı / George Saliba s.249 - 250
![]()
YORUM YAZ
Son Eklenen Yazılar
Kişinin her namaz kıldığında Mekke'ye yönelmesi gibi basit bir gereklilik, kesinlikle, "kıble problemi" olarak bilinen,...
Bir Casus-Hacı: Kutsal Topraklardan Diplomasi Koridorlarına 1432 yılında Venedik’ten denize açılan Bertrandon de La Bro...
“Akıncılar sürekli ordu birliklerine mensup değillerdi: bunlar Rumeli’de serhad boylarına yakın yerlerde otururlar ve ge...
İstanbul Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde düzenlenen 9. Konya İl Tanıtım Günleri, bu yıl Karatay’ın binlerce yıllık...
Çanakkale’nin derin denizcilik tarihinde yeni bir sayfa açılıyor. Osmanlı’nın en kudretli denizcilerinden biri olan Ceza...
