Tarih: 2025-12-27 / Görüntülenme: 99

Tokat’ın Zile ilçesinde, Yaylakent köyünün sessiz sokaklarında bir kadın, iğne ve ipliğiyle sadece kumaşları değil, koca bir tarihi birbirine bağlıyor. 64 yaşındaki Fındık Bebek, yarım asra yaklaşan emeğiyle Orta Asya’dan Anadolu’ya taşınan ata yadigârı yöresel kıyafetleri yaşatıyor.

Kendi Yolunu Çizen Bir Usta

Fındık Bebek’in hikayesi, sadece bir zanaat öyküsü değil, aynı zamanda bir direnç hikayesi. 20’li yaşlarında yaşadığı boşanmanın ardından hayatına yeni bir yön vermek isteyen Bebek, kimseden eğitim almadan, sadece ninelerinden kalan anıları ve gözlemlerini rehber edindi. Hiçbir ustası olmadan başladığı bu yolda, bugün tüm bölgenin aranan ismi haline geldi.

Üç Etek: Bir Kültürün Üç Parçalı İmzası

Bölge halkı için sıradan bir giysi değil, bir kimlik göstergesi olan ve "3 etek" olarak bilinen bu özel kıyafet;

Üst,

Fistan,

Önlük olmak üzere üç ana parçadan oluşuyor.

Fındık Bebek’e göre bu kıyafetin yeri o kadar ayrı ki; bir gelinin sandığında 3 etek yoksa, o sandık eksik sayılıyor.

"Başbakan Bile Olsa O Üç Etek Giyilecek!"

Bu gelenek, sosyal statü ya da eğitim düzeyi tanımıyor. Fındık Bebek, törelerine olan bağlılığı şu çarpıcı sözlerle ifade ediyor:

"Bizde her gelin, okusa da okumasa da hatta başbakan bile olsa o 3 eteğini giyer. Bu bizim töremiz, bizim kutsalımızdır."

Yaşayan Bir Arşiv: Sade ve Süslü Arasındaki Çizgi

Kıyafetler sadece birer giysi değil, aynı zamanda giyenin hayat evresini anlatan birer dil. Fındık Bebek, diktiği kıyafetlerde bu nüansları titizlikle koruyor:

Gençler için: Göz alıcı işlemeler, pullar ve canlı süslemeler.

Yaşlılar için: Sadeliğin zarafetini taşıyan, daha düz ve ağırbaşlı modeller.

Fındık Bebek, Zile’deki küçük atölyesinde sadece kumaşları değil, geçmiş ile gelecek arasındaki o ince köprüyü de dikmeye devam ediyor.

Video haber