Abdülhamid Han’ın dertli binbaşısı!..
Tarih:2013-01-19 / Hit:10191
İhtiyar adam, hem gözyaşı döküyor hem de soranlara hayatını anlatıyordu: “Ben Cennet mekân ll. Abdülhamid devrinde bir binbaşıydım. Bir birliğim vardı benim de. Annem babam vefat edince, servetimiz payimar olmasın diye Sadarete bir istifa dilekçesi gönderdim. Dedim ki; annem babam vefat etti falan yerdeki mağazalarımız, filan yerdeki gayrimenkullerimiz... bunlara nezaret edecek birine ihtiyaç vardır. Kabul buyurulursa, istifa etmek istiyorum...
Biraz sonra bana doğrudan doğruya Hünkârdan bir yazı geldi, istifan kabul edilmedi. Öyle anlaşılıyor ki istifa dilekçem Padişaha gönderilmişti...
İstifa etmemi istemiyordu
Ben bir daha dilekçe verdim yine aynı cevap geldi. Bizzat çıkayım huzuruna şifahi olarak görüşeyim, dedim ve haşmetli Padişahın huzuruna çıktım. Hünkârım, istifamın kabulünü rica edeceğim, dedim. Durumumuz budur dedim. Biraz düşündü. İstifa etmemi istemiyordu. Yüzünün halinden belliydi. Israrıma da dayanamadı, öfkeli bir edayla, elinin tersiyle beni iter gibi “Haydi istifa ettirdik” dedi. Ben döndüm sevinerek geldim işimin başına...
O gece âlem-i manada orduların teftiş edildiğini gördüm. Gördüm ki son savaşı vermek üzere şarkında ve garbında savaşan orduları bizzat Resul-i Ekrem teftiş ediyor. Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) yıldızın önünde duruyordu. Bütün Türk ordusu aleyhissalatü vesselama teftiş veriyordu. Osmanlı Padişahlarının ileri gelenleri vardı. Abdülhamid Han da edeble, Fahr-i Kâinat Efendimizin arkasında duruyordu...
Kumandanı olmayan birlik!
Bütün ordular geçti. Derken benim birlik geldi; başında kumandanı olmadığı için darma dağınıktı. Efendimiz döndü Abdülhamid Han’a buyurdu ki: “Yâ Abdülhamid! Nerede bu ordunun kumandanı?” Padişah; “Ya Resulallah! Çok ısrar etti, istifa ettirdik” dedi. Efendimiz, “Senin istifa ettirdiğini, biz de istifa ettirdik” buyurdu...
Söyler misiniz bana, ben ağlamayayım da kimler ağlasın?!.”