Talebe Hocası İle Tanınır
İrfan Özfatura
irfan.ozfatura@tg.com.tr
Tarih:2015-06-20 / Hit:8536
Aslında üç tane annemiz var, üç tane de babamız. Şöyle ki: Anne, kayınvalide, hoca hanım. Baba, kayınbaba, hoca!
Anne ve babamızın hakkı büyük, doğumumuza vesile oldular, zahmetlerimize katlandılar, yemediler yedirdiler, içmediler içirdiler, sıcak çatı altında barındırdılar.
Giydirdiler, kuşattılar, okuttular…
Kayınvalide ve kayınbabamız bize ciğerparelerini verdiler, yuva kurmamızı sağladılar. Halbuki şu yaşlılıkta kendileri muhtaçtı çocuklarına.Biliyorsunuz vücudumuz maddi gıdalarla (un yağ şeker, et süt yumurta) ayakta durur. Ruhumuz ise zikr, fikir, şükür, ibadet, muhabbet gibi manevi gıdalarla.
Maddi işin rast gitmezse meslek değiştirirsin ya da zarar edersin, öyle de böylede yuvarlanıp gidersin. Üç günlük ömür işte, ölüm yok mu sonunda!Ama maneviyatını kaybedersen hem dünyan hem ahiretin berbat olur, ebedi felaketlere düçar olursun maazallah!
DAHA MI AZ ÖNEMLİ?
Diyelim bir ustanın yanına girdin, sanat öğrendin. Ve helalinden geçimini sağladın bu yolla. Koluna altın bilezik takanı unutabilir misin bir daha? Peki, ya huzur içinde yaşaman, kabir ve cehennem azabından kurtulman için uğraşan hocan daha az şey mi vermiştir sana? Ki onlar haylazlıklarımıza, tembelliklerimize sabrederler. Onca emek, onca çile, bir şey de istemezler karşılığında.
HEM BABA HEM HOCA
Bazılarının babası ya da kayınbabası alimdir hocalık da yaparlar ayrıca.Hak üstüne hak, sanki daha ağırdır kantarda.Muhammed Masum Hazretleri İmam-ı Rabbani hazretlerinin oğludur mesela. Muhterem babasının ilmine de varis olur ayrıca.Şahı Nakşibend, Alaattin Attar hazretlerinin hem hocası hem kayınbabasıdır. Damadını çok sever, üstüne titrer âdeta.
Hocasına saygı gösterenin istifadesi de büyük olur. Sehl bin Abdullah Tüsteri hocasının (Zünnun-i Mısri hazretleri) yanında ha var ha yok gibidir, çıtı çıkmaz. Ne zaman ki hocası vefat eder “suali olan gelsin” der, “her hususta!”
-Ama siz daha evvel sessizdiniz, konuşmazdınız? -Üstadım hayattaydı zira. İLİM AYAĞA GİTMEZ
Bir tarihte Medine'ye gelen Halife Harun Reşid, İmam Malik'e haber yollar “Gelsin bize Muvatta (Hadis kitabı) okusun.”Mübareğin cevabı manidardır: “İlim ayağa gitmez, ilmin ayağına gidilir!” Halife Harun Reşid İmam Malik'in medresesine gelir. Önünde diz çöker, feyz alır, haz duyar. Ayrılırken sorar: “Oğullarım Emin ve Me'mun da hadis okuyabilirler mi yanınızda?”
-Tabii ki gelebilirler ancak nerede yer bulurlarsa oraya otursunlar, biz Halife oğullarıyız diye baş köşe aranmasınlar. Zira ilim umuma aittir. Umumun malı, hususun arzusuna tahsis olunamaz asla.
BÜTÜN MÜSLÜMANLARIN HOCALARI
Eshâb-ı kiramın hocası Resûlullah Efendimizdi. Onlar da Server-i Kâinattan duyduklarını sonra gelenlere aktardılar, bütün Müslümanların hocası oldular.Resulullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki; “Ümmetimin alimlerine hürmet ediniz. Onlar yeryüzünün yıldızlarıdır zira.”
İmam-ı Şafii hazretleri, bir çobanı görünce ayağa kalkar. Yanındakiler şaşırırlar. “Bu zat, bana kitaplarda bulamadığım bir meseleyi öğretmişti” der, “artık hocam diyebilirim ona!”
ASLI 'HÂCE'
Hoca kelimesi Farsça “hâce” kelimesinden geliyor. Arapça karşılığı ise “muallim”dir. Doğru itikat, Rabbimizin emirleri, yasakları ve güzel ahlâk hocadan öğrenilir. Öyle bir alim bulunamazsa kitaplarından öğrenilir.