Youtube Video

Kalemin Gıdası

Kalemin Gıdası

Tarih:2020-12-12 / Hit:1702

Hiç şüphe yok ki kalem asıl değerini usta bir hattatın elinde buluyor ve gerçek maharetini işte o zaman gösteriyor. Hikmet sahibi bazı zatların dediği gibi, kamış kalemin cızırtıları, Kudret Kalemi'nin ilahì nağmelerini andırıyor. Ehl-i kalemin bu sihirli alete gösterdiği saygıya bakınız ki, hattatlar hayat defterlerine son noktayı da yine onun vasıtasıyla koyuyorlar. Bir zamanlar öyle yazı ustaları vardı ki, onlar ömür boyu kullandıkları kamış kalemlerinin yongalarını biriktiriyorlar, cenazelerinin bu yongalarla ısıtılacak su ile yıkanmasını vasiyet ediyorlardı.

Eczacı Uğur Derman Beyefendi'nin nefis bir yazısından öğrendiğimize göre, kalem yongalarını teberrüken saklayan hattatlardan biri de Abdurrahman bin Ali adındaki büyük hadis âlimiydi. Hazret, vefat ettiği zaman gasil suyunun, kaleminin ucundan dökülen yongalarla ısıtılmasını arzu ediyordu. Eceli gelip ölünce vasiyeti yerine getiriliyor, gariptir ki, bir hayli kalem kırıntısının daha kaldığı görülüyor. Bu da o zatın hayat boyu ne kadar çok yazı yazdığını, ne derece mürekkep tükettiğini çarpıcı bir tablo halinde gözler önüne seriyor.

Yüzyıllardan beri kutsal bir eşya gibi elden ele dolaşan, ceplerimizi süsleyen kalem, asıl özelliğini ve güzelliğini, içinde taşıdığı mürekkeple kazandı. Kalemlerin gıdası diyebileceğimiz bu sihirli sıvının hemen hemen her rengi mevcuttu ama daha çok siyah olanı tercih ediliyordu. Türk el sanatlarının en önemlilerinden birini de mürekkepçilik teşkil ediyordu. Özel yöntemlerle elde edilen parlak ve koyu siyah mürekkep, çok uzun ömürlü olduğu için Kur'an-ı Kerim'ler, Hilye-i Şerif'ler, camilerdeki levhalar bununla yazılıyordu. Kalem efendileri önemli belgeleri, devlet sırlarını, -keza- yine bu mürekkeple yazıyorlardı. Hatta sonradan silinebilen mürekkeple yazılan belgeler sahte evrak kapsamına alınıyor, bu yola başvuranlar şiddetli bir şekilde cezalandırılıyorlardı.

Şeyh Hamdullah’ın Mürekkebi

Üçüncü Murat devrinde bulunan bir örneği ortaya çıkıyor, bazı katiplerin silinebilen mürekkeple sahte evrak tanzim ettikleri anlaşılıyor, adı geçen hükümdarın veziri Sinan Paşa, bunları birer birer ortaya çıkarıyor; kimi idam ediliyor, kimi kürek cezasına çarptırılıyor, kiminin de sağ eli kesiliyor.

Kaliteli mürekkep elde etmek için hem işin sırrını bilmek hem de sabırlı olmak icap ediyor. Mesela mumlardan elde edilen isler Sudan zamkıyla birlikte mermer bir dibeğe konuluyor, şimşirden yapılmış bir tokmakla durmadan dövülüyor. Bu işle meşgul olan ustanın tokmağı, dibeğe en az yüz bin defa vurması gerekiyor. Çünkü mürekkep ancak böyle bir işlemden sonra kıvamını bulabiliyor. Ayrıca bu mürekkebe güvercin kanı da katılıyor. Selatin camileri denilen padişah camilerinin etrafına toplanan bu güvercinlerden biraz da bu maksatla istifade ediliyor.

İşte hükümdarlara takdim edilen kıymetli eserler, Mushaf-ı Şerif'ler, ayrıca içine anber katılan böyle çok kaliteli mürekkeplerle kaleme alınıyor. En büyük ve en meşhur Türk hattatlarından biri olan Amasyalı Şeyh Hamdullah’ın, bu türlü bir yöntemle elde edilen mürekkeple yazdığı nefis bir Kur'an-ı Kerim'i, İkinci Bayezid'e takdim ettiği biliniyor. Bu vesileyle belirtelim ki, padişah da onun mürekkep hokkasını ayakta tutmak sûretiyle, hocasına gerekli saygıyı gösteriyor.

 

Maziye Bir Bakıver s.174 Dursun Gürlek Timaş Yayınları

 


Son Eklenen Yazılar

Dünya'nın En Eski Ekmeği Çatalhöyük'te Bulundu

  Dünyada kentleşmenin olduğu ilk yerlerden Çatalhöyük'teki kazıda 8 bin 600 yıllık "ekmek" bulundu. Konya'nın Çumra ilçesinde yer alan, Neolitik ...

Unutulan Büyük Türk Hükümdarı Babürşah ve Panipat Savaşı

Tarihte, Türkler tarafından Türkistan’da Selçuklu, Timurlu; Anadolu’da Osmanlı Devletleri gibi, Hindistan’da da muhteşem “Babürlü” veya “Gürganiye” Devleti kuruldu....

1927 Tarihli Uzunköprülü Ali Efendi Çeşmesi'de Suyuna Kavuştu.

Bir vakıf medeniyeti olan ecdadımız bunun bir numunesi olarak hayır niyetiyle yaşadıkları mahalleye , şehre çeşmeler inşa etmişler. Bu çeşmeleri inşaa ederken de dü...