Bursa Sultanına Kavuştu
Cüneyt Günay
gunay.cuneyt34@gmail.com
Tarih:2021-05-15 / Hit:3970
Cennet vatanımızın her beldesinin bir manevi büyüğü bulunur. İstanbul denilince akla Eyüp Sultan Hazretleri , Ankara denilince Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri, Bursa denilince de ilk akla gelen isimlerden biri de Emirsultan Hazretleridir. Bursa’yı her ziyaret edenin uğradığı ve sünnet olacak çocukların sünnet öncesi ziyaret ettiği Emirsultan Hazretleri cami ve türbesi restorasyon nedeniyle uzun bir süre kapalı kaldı. 2018 Ocak ayında başlayan ve oldukça uzun süren restorasyon çalışması nihayet bitti ve bu Ramazan Bayramı’nda Bursalılar bayram namazıyla kavuşarak adeta çifte bayram yaptılar.
Restorasyonun bu kadar uzun sürmesinin nedeni restorasyon esnasında fark edilen caminin kubbesinde 8 ayrı yerde derin çatlaklar ve ayrıca duvarlarında da çatlakların bulunması ve depremde yıkılma tehlikesinin olmasıydı. Herhangi bir çatlak görülmeyen Emirsultan Hazretleri Türbesinin ahşap bölümleri de yeniden güçlendirilip restorasyon edildi.
Dördüncü Osmanlı padişahı olan Yıldırım Bayezid Han’ın damadı olan ve aynı zamanda evladı resulden olan Emirsultan Hazretleri türbesine tarihte birçok Osmanlı padişahı ilgi göstermiş bunlardan Abdülmecid Han türbeye bizzat gelerek yakinen ilgilenmiştir.
Asker, tarihçi ve arşiv uzmanı Kâmil Kepecioğlu’nun (ö.1952) en önemli çalışmalarından biri olan Bursa Kütüğü’nde türbe ile ilginç bilgiler bulunmaktadır.
“Bu türbeyi evvelâ Yıldırım Bayezid kızı Hundi Hatun yaptırmıştır. Türbede Emirsultan Hazretlerinden başka hanımı Hundi Hatun ve oğlu Emir Ali Çelebi ile iki kızı medfundurlar.
14.8.1561’de henüz şehzâde bulunan II. Sultan Selim tarafından Emir Sultan Hazretleri türbesine bir Mushaf-ı şerif hediye edilmiş ve mezar muhafızı Hacı Mehmed oğlu Habib Halife’ye ve mezar emini Seyyid Hüseyin’e mahkeme huzurunda teslim edilmiştir.
1593’te Emir türbesinde, mezar-ı şerifin hareminde vâki doğu tarafındaki pencerenin duvara muttasıl demiri eye ile kat’ olunup içeri girilerek çerağ içinden 12 günlük akçesi alınmıştır. Türbedarı Mahmud oğlu Ahmed Halife, gün batmadan evvel evine gidip şakirdi Halil oğlu Hızır’a kapıları âdet üzere kilitle, diye tenbih eylemiş ve bu da kilitlemiştir. Ancak sabah namazında vardıklarında çerağın sandığı bozulup akçelerin alındığı görülmüştür.
19.2.1657’de Hazret-i Emir Türbesindeki kıymetli eşya şöylece tesbit edilmiş ve mahkeme siciline kaydolunmuştur: 1 altın kandil, 3 küçük ve yeni gümüş kandil, 5 gümüş büyük ve eski kandil, 1 gümüş gülabdan, 6 seccade, 2 gümüş şamdan, 1 asılı gümüş buhurdan, 6 pirinç şamdan.
1845’te Sultan Abdülmecid Bursa’ya gelerek eski türbeyi yıktırmış ve yeniden yaptırmıştır. Bu türbenin inşasına ebniye-i hümayun ( saray ve devlet binalarının inşaat ve tamiriyle görevli daire) kalfasının adamıyla birçok mütehassıs ve amele İstanbul’dan gönderilmiş ve mesarifi 310.015 kuruşa bâliğ olduğu Hüdavendigar eyaleti müşiri Salih Paşa’nın tahriratından anlaşıldığından ihâlât peşinatından alınarak sarf olunan paranın darphaneden tesviyesine irade-i seniyye ( padişahın sözlü veya yazılı emri) çıkmıştır.
1868’de Sultan Abdülaziz Han türbeyi tekrar tamir ettirmiş ve Bursa valisi Ahmed Münir Paşa, caminin avlusuna mermer döşetmiştir. “
(1) Kepecioğlu Kâmil, Bursa Kütüğü, s.36