Çanakkale ahlakın ve kul hakkını gözetmenin de meydanı olmuştu
Tarih:2020-03-08 / Hit:2789
Çanakkale cephesi her türlü ahlakın ve kul hakkını gözetmenin de meydanı olmuştu.
Nitekim şu yaşanan olay çok çarpıcıdır:
Çanakkale’de Kocadere köyünde yaralıların tedavi olduğu büyük bir sıhhiye alanı vardır. Kimi Erzurumlu, Kimi Bosnalı, kimi Adanalı, kimi Gürünlü, Kimi Halepli hemen her yerden çok sayıda yaralı getirilmektedir.
Yaralılardan biri de Çanakkale Lapseki’nin Beybaş köyündendir ve yarası oldukça ağırdır. Zor nefes alıp vermektedir. Alçalıp yükselen göğsünü biraz daha tutabilmek için komutanın elbisesine yapışır.
Nefes alıp vermesi oldukça zorlaşır ama tane tane kelimeler dökülür dudaklarından.
“ Komutanım ölme ihtimalim çok fazla… Ben bir pusula yazdım… Ne olur arkadaşlarıma ulaştırın.”
Pusulayı alan komutanı, “ Sen merak etme evladım” der. Kanıyla kırmızıya boyanmış alnını eliyle okşar. Az sonra da komutanının kollarında şehit olur.
Pusulada şöyle yazılıdır.
“Ben köylüm Lapsekili İbrahim Onbaşı’dan bir Mecit borç almıştım. Kendisini göremedim. Belki ölürüm. Ölürsem söyleyin hakkını helal etsin bana”
Komutan sonrasını şöyle anlatmaktadır:
Aradan epeyce bir müddet geçmişti. Yoğunluktan o hadiseyi unutmuştum. Sürekli yaralılar getiriliyor ve bunlardan çoğu daha sargı yerine ulaştırılmadan şehit düşüyordu. Şehitlerin üzerinden çıkan eşyalar ve künyeler ise komutana teslim ediliyordu.
Bir gün onlara bakarken gözleri yuvalarından fırlayacak gibi olmuştu. Hıçkırarak okudu, başını ellerinin arasında aldı. Ne titremesine ne de göz yaşlarına hakim olamadı. Kendisini bambaşka duygulara götüren notta şöyle yazılıydı:
“Ben, Beybaş köyünden arkadaşım Halil’e bir Mecit borç verdiydim. Kendisi beni göremedi. Biraz sonra taarruza kalkacağız. Belki ben dönemem. Arkadaşıma söyleyin ben hakkımı helal ettim.”
Kayı XI s.121 den alınmıştır.