Bir Zamanlar İstanbul'a Vizesiz, Kefilsiz Girilmiyordu
Tarih:2021-05-04 / Hit:2762
İstanbul’a giriş çıkışlarda kontrol çok önemliydi ve bu konuda bostancıbaşı ve ona bağlı bostancılar önemli hizmetler ifa ederlerdi. Anadolu tarafından gelenler Bostancıbaşı Köprüsü görevlilerine, Rumeli tarafından gelenler de Küçükçekmece Köprüsü’ünde Bostancı ocağı görevlilerine müracaat ederler, kimliklerini tespit ve tescil ettirmeden ve niçin geldiklerini beyan etmeden İstanbul’a giremezlerdi.
İstanbul’a girdikten sonra da en kısa zamanda kendilerine kefil olan kimseleri bildirmek zorunda idiler. Kendilerine mürur tezkiresi verilir, bununla rahat bir şekilde gezebilirlerdi. Bunların ellerinde bulunan bostancıbaşı defterlerinde yalıların sahipleri, mevkileri, arazileri vs. konularında çok teferruatlı bilgiler içerirdi.
Bugün kütüphanelerde muhtelif bostancıbaşı defterleri bulunmaktadır. Sahillerde yeni binaların yapılması, mevcut bina ve yalılardan vergi toplanması bunların denetiminde idi.
Sonuç olarak, Osmanlı cihan devletinin başkenti, kalabalık nüfusu, çok dinli, ırklı, kültürlü ve adetli yapısıyla Osmanlının bir hulasası olan İstanbul, fetihten itibaren en üst seviyede gözetilen, Türk ve İslam kimliğinin kazandırılması, imarı, iskânı, güvenliği, iktisadi-içtimai nizamı ve ihtiyaçları için binlerce fermanın çıkarıldığı, düzenlemelerin yapıldığı gerçek bir dünya kenti olabilmiştir.
Burada asıl yetkili ve sorumlu medrese eğitimi ile yetişmiş, ilmiye sınıfında çok yüksek mevkiye sahip İstanbul kadısı olmakla birlikte, başta padişahlar ve sadrazamlar olmak üzere pek çok yetkili içinde yaşadığı bu büyük şehre çok yönlü hizmet vermiş ve katkı sağlamıştır.
Mehmet İpşirli, Osmanlı İlmiyesi, Kronik Kitap, s.153- 154
https://kronikkitap.com/kitap/osmanli-ilmiyesi/